Skip to main content
Sayı 19 | Şubat 2013

Yaşam, Ölüm ve Yeniden Doğuş: Batı Sidney ve San Francisco’da Kadın Eşcinselliği ve İslam Öğretiminin Zorlukları

Çeviren: Nilgün Ilgıcıoğlu

Önemli meselelere sessiz kaldığımız gün hayatlarımız sona ermeye başlar

— Martin Luther King, Junior

Samar Habib bu makalede 2008 yılında Batı Sidney Üniversitesi’nde ve 2011 yılında San Francisco State Üniversitesi’nde verdiği ‘Arap ve İslam Edebiyatında Kadınlar’ adlı dersin sınıf içi ve sınıf dışı yansımalarını ve derse dair değerlendirmeleri aktarmaktadır. Makalede, İslam ve eşcinsellik konusunun yan yana geldiğinde, akademinin böylesi bir tartışmaya dair tutumu, akademik özgürlük mefhumu etrafında bir tartışma konusu olarak  ele alınmaktadır.

Başlamadan önce, bu makaleyi yazarken karşılaştığım muazzam güçlüklerle ilgili birkaç söz söylemek istiyorum. Kafamda bir mezarlar dizini oluşturan kurumsal ve toplumsal haksızlıkları açık seçik tüm detayları ile yeniden değerlendirmek hiç kolay olmadı. Bu makalede herhangi bir yargılama yapmaktan kaçındım. Olayları belgelendirildikleri gibi ve bazen benim hatırladığım şekilde, inançlarım doğrultusunda hiçbir kapsamlı yorum eklemeksizin anlatmayı tercih ettim. Ayrıca bu makalede, kültürel ve coğrafi olarak benzeşmeyen iki ayrı kurumda verdiğim ve deneyim sahibi olduğum Arap ve/veya Müslüman dünyasında eşcinsellik(ağırlıklı olarak kadın) başlığıyla içeriği sınırlandırmayı tercih ettim. Öncelikle bu malzemenin ilk sunulduğu yer olan Avustralya Batı Sidney Üniversitesi’neodaklanalım.

‘Arap ve İslam Edebiyatında Kadınlar’ adlı dersi 2008 yılında BatıSidney Üniversitesi’nde verdim ve 2011 yılında San Francisco State Üniversitesi’nde biraz daha eşcinsellik-yoğun bir biçimini ‘Arap ve Müslüman Topluluklarda Toplumsal Cinsiyet ve Modernite’ adı altında anlattım. Dersin ilk sunumundafazlasıyla yapay tartışmalara sebep olanmateryallerinçeşitliliğinedersin ikinci sunumu için çok daha fazla önem verdim.Şöyle ki, dersin müfradatını sansürlemek ve eşcinsellikle ilgili malzemeleri elemek yerine bu malzemeleri daha da genişleterek San Francisco’da daha bütünlüklü bir ders içeriği hazırladım.

Tartışmalar kanımca yapaydı; çünkü çoğu farklı etnik geçmişlerden gelmişmüslüman kadınlardan oluşan 81[i] kişilik grup içerisinde,6 öğrencinin haricinde, dersin içeriğiolumlu tepkiler aldı. Aslında dersle ilgili öğrenci geri bildirimlerindede, ders üniversite veya okul değerlendirmesi ortalamalarından daha yüksek derecede olumlu geri dönüşler aldı, sadece bir sorununharicinde. Birbirlerine adilane ve saygılı davranan bu insan topluluğu içerisinde, bu dersin içeriğiniİslam’a karşı saldırgan bulan ve dine karşı normatif bir bakış açısı taşımadığını hisseden vedikkate değer bir şekilde birliği bozan davranışlar sergileyen küçük bir öğrenci grubuyla ilgiliydi bu sorun. Karışıklığa sebep olan bu öğrencilere rağmen, isim belirtmeksizin aşağıdaki noktaları dersin “En İyi Yönleri” olarak bildiren öğrenciler sayesinde, olumlu yorumlar olumsuz yorumları geride bıraktı.

            Bu en iyi derslerden biri.

            Öğretmenin dersi öğretme yöntemi.

            Kişinin inançlarındaki esneklik.

            İslam’da kadına başka bir bakış açısı göstermek.

            Farklı bakış açılarını/yorumları öğrenmek.

            Çok kolay anlaşılan öğrettiklerine tutkuyla bağlı bir konuşmacı.

Birçok tartışmalı mevzu içeren ilginç bir konu. Çok interaktifti ve katılmak çok keyifliydi.

Bu ders gözlerimi açtı ve kadın ve islam konusuna bakışımı ve ufkumu genişletti. Kapsamlı ve eleştirel düşünmeme izin verildi.

Öğretmen bir hazinedir ve sadece ondan öğrenmek en iyi deneyim değil, konu aydınlatıcı ve bugünün toplumu için çok  faydalıdır.

Arap kültürünü ve toplumsal cinsiyetçiliği daha iyi anlamamı sağladı.

Bankstown bölgesinde bir lisede ders vermeyi planladığım için benim için özellikle faydalı oldu ve bu ders sayesinde kendimi çok daha bilgili hissediyorum.

Yukarıda ders içeriğine uygun olmayan ifadeleri ya da sınıf ve çevresi ile ilgili öğrenci tepkilerini dahil etmedim. “Geliştirilmesi Gerekenler Sütunu”nda öğrenciler tarafından aşağıdaki şikayetler bildirilmiştir:

            Değişik materyaller/grafik[ii]

            Ders süresi daha uzun olsaydı daha faydalı olurdu.

            ‘Öğrenciler’. Gereksiz yere çok fazla gerilim.

            Bazı  metinler  konu ile alakalı değildi.  Örneğin Ibn Hazm’ın metni[iii]

            Konuyu benimseyen kişiler net bir zihinle kayıt yaptırmalılar.

Birçok başlığın metnin kendisinden dahamerkeziyetçi ya da dini olduğunu farkettim. Konunun önemini anlasaydım daha fazla metinden daha az dindenbahsetmeyi tercih ederdim.

Yukarıda bahsi geçen malzemelerden de açıkça anlaşılacağı gibi küçük bir öğrenci grubu malzemeleri çok fazla grafik ağırlıklı oldukları için sakıncalı ya da eşcinselliğin teolojik anlamda müsamahakâr olması nedeniyle alakasızbuldular. Benim profesyonel davranışımla ilgili şikayetler ya da herhangi bir şekilde İslamofobikyorumlar yaptığıma dair iddaalar yoktu. Homofobik öğrenciler bile kendilerini sindirilmemiş ve yeterince rahat hissederek bunun için cezalandırılma korkusu yaşamadan kendigörüşlerini belirttiler. Ancak,  bu geniş kitlelere ulaşan bir gazetede yayımlanmış “İhtilaf” makalesinde nakledilen şey değildi, The Australian. Natalie O’Brien bildiriyor:

ÖFKELİ müslüman gruplaraşırı müstehcen, lezbiyenliği yücelttiğini düşündükleri ve Kuran’ı misogynistic(kadınlardan nefret eden)bulan bir İslam Araştırmaları dersinden dolayı Batı Sidney Üniversitesi’nesaldırdılar.

Doktora tezini Ortadoğu’da kadın eşcinselliği üzerine yazan ve  yurtdışında da yayımlanan ‘I Am You’ [Ben Senim] adlı erotik  lezbiyen bir romanın önsözünü de yazan Dr. Habiblezbiyenliği teşvik etmekle suçlanmıştır.

Kuran’da her iki cins için de eşcinsellik yasaklanmıştır.

Dr. Habib türban takmanın zorunlu olmadığını,Hadis’lerin(Hazreti Muhammed’in sözleri)‘çince fısıltılar’ olduğunu ve müslüman bilginlerin  erkek oldukları için gözardı edilebilir olduklarını anlattığı için Barış için Müslümanlar(Muslims for Peace) tarafından da suçlanmıştır.[iv]

Yapay bir ihtilaf

Sözkonusu ihtilaf, dersin içeriğine ilişkin ikinci elden dedikodular işitmişve Toplumsal Cinsiyet ve İslam Araştırmaları alanında ders veren bir öğretim üyesi olmasından başka gerçekliği bulunmayan açıkça eşcinsel biritarafından hakarete maruz kalmışMüslüman Topluluğu üyeleri içindeki bir fraksiyon tarafından başlatılmıştır.Bu topluluk üyeleri, bazı öğrencilerin kaygı duyan kardeşleri ve babaları olabilecekler dışında, çoğunlukla hiçbir şekilde üniversite ile bağlantısı olmayan kişilerdi. Üniversitede psikoloji bölümünde 10 senedir sıradan bir kapasite ile çalışan ve kendisini Müslüman Topluluk içerisinde ‘itibarlı’ olarak tanımlayan bir yardımcı öğretim üyesi dersin az ya da çok İslam dışı olduğu için kaldırılmasını talep eden bir dilekçe kaleme almayı ve dersi araştırmayı kendine vazife edindi.[v]

Hanan Dover, Alia Imtoual ve Shakira Hüseyin tarafından 2008 yılında yayımlanan bir makalede akademik soruşturma konusu oldu. Şöyle yazdılar:

Gerginlikler 2008 yılında, Avustralya Ulusal İmam Konseyi Batı Sidney Üniversitesi’ni Dr. Samar Habib’in istihdamının yeniden değerlendirilmesine çağıran bir dilekçeyi dolaşıma soktuğunda, yeniden su yüzüne çıktı. Habib,İslam Araştırmaları’nda Fazilet Ulusal Merkezi’nde(National Centre of Excellence for Islamic Studies)Arap ve İslam edebiyatı ve toplumsal cinsiyet konularında ders veren bir öğretim üyesidir. Habib aynı zamanda eşcinselliğini saklamayan bir eşcinseldir ve cinsel kimliği ona,bir seri muhafazakâr Müslümanın onun profesyonel dürüstlüğüne ve akademik bağımsızlığına yönelik iğneleyici saldırılarda bulunan seslerine karşı motivasyon sağlar (2009 Kışı). Bu durumda, Müslüman homofobi ve cinsiyetçilik tekrardan halkın cesaretlendirilme ihtimalini azaltmıştır.

Homofobi’nin Müslüman Toplulukları içerisinde derinlere kök salmış olduğu varsayımı, homofobik görüşlerin yaygınlaştırılmasındaen fazla öne çıkan topluluk liderlerinden biri tarafından yürütülen bir araştırma ile gündeme getiriliyor. Hanan Dover,İslam Edebiyatı derslerine katılan ve muhtemelen dini inançları konusunda ‘son derece muhafazakâr’ olan yeni katılımcılarınbile, cinsellik konusunda yapılan bir anketeverdikleri yanıtlara bakıldığında ‘beklendiği ölçüde belirgin eşcinsellik karşıtı’ olmadıklarını yazar. Dover, bu veriyi, ‘genç Müslümanlarınokullarda, üniversitelerde ve medyada sosyalleşmeleri ileeşcinselliğin ona bağlı bir normalliğin ipuçlarını taşıdığını düşünmelerini sağlayan bu konudaki hassasiyetlerini azaltmış olan, bir bulgu’ olarak görüyor(Dover 2002).Dover, Müslüman fikirlerin ‘temsilcisi’ olarak konumlandırılırken, eşcinsellik konusunda varolan Müslüman normlarını yansıtmak yerine, onları kendi inançları ile hizaya koymayı tercih ediyor.[vi]

Oayrıca,Sidney Üniversitesi’nden akademisyen Bronwyn Winters’ın online bir görüşünün parçası olarak ağır bir eleştiri konusu oldu, şöyle yazmıştı:

Ms. Dover, “Müslüman Toplum Danışma” ağlarında oldukça problemli ve büyük ölçüde tartışılmaz mevcudiyeti bulunanbir psikolog ve aşırı – muhafazakar bir İslamcı.UWS’nin Uyum Referans Grubu(Harmony Referans Group) ve İslam Araştırmaları’nda Fazilet Ulusal Merkezi(National Centre for Excellence in Islamic Studies)Ulusal Danışma Konseyi’nde(National Consultative Council) yer almakta. 2007’de UWS’nin Üniversite Yükümlülükler Ofisi(Office of University Engagement) tarafından Müslüman Topluluğu Ruh Sağlığı çalışmaları ve UWS’de verdiği eğitim sırasında kültürel farkındalığı ve UWS’de “önde gelen Müslüman alimler”in tanıtımı ile ilgili çalışmalarından dolayı “Ortaklık Ödülü” ile ödüllendirildi, ayrıca Rudd Hükümeti 2020 Zirvesi’nin sağlık forumuna Müslüman Topluluğu Ruh Sağlığı[vii] alanında uzman olarak katılmak üzere davet edildi.

Dover’ın kendisiyle karşılıklı ilişkim oldukça kısa ve akademik danışmanımın isteklerine, Dover’ı Üniversite işlerine müdahil olmaması için dışarıda tutmak istemesine rağmen, karşı çıkarak düzenlediğim, Nisan 2008’de katıldığımız bir toplantı ile sınırlı. Öte yandan ben bunu Dover ile karşılaşma ve ona kendi niteliklerimi gösterme fırsatı olarak gördüm, yoksa dine saygısızlık etmek istemem.

Dover bana Müslüman olup olmadığımı sorduğunda, olmadığımı belirttim ve eşcinsel olduğumu ekledim ve bu belki de benim için o esnada farkedemediğim ‘son bir öldürücü darbe’ oldu.Herşeye rağmen, ‘ne hoş bir toplantı idi’, Dover ofisimi terk etti, Avustralya Ulusal İmam Konseyi (ANIC)[viii]başkanının imzasını alarakonaylattığıbir dilekçe(düzeltmelerin yapıldığı ve kişisel saldırıların çıkarılmış olduğu) kaleme aldı.

Ancak, bazı garip nedenlerden dolayı dilekçe resmi olarak üniversiteye asla sunulmadı(en azından bana söylenenler bu yöndeydi),ama üniversite dilekçenin üniversite içidolaşımınınfarkında idi. Öğretmen olmak için eğitim alan Müslüman erkek öğrencilerimden biri ANIC başkanını şahsen tanıdığını ve dilekçeyi okuduğunda ona online bağlanarak dilekçenin verdiği izlenimlerin yanıltıcı olduğunu söylediğini belirtti. ANIC başkanının şerh koyması sebebiyle Üniversite dilekçeyi resmi olarak dolaşıma sokmamış olabilir, bir neden de konseydeki diğer imamların dilekçedeki talepler konusunda hemfikir olmamaları da olabilirdi.Bu kayda değer öğrenci de ANIC başkanına ulaşmış olmasına rağmen kendi dini bakış açısından dolayı eşcinselliğin kabul edilebilir olduğunu hissetmiyor. Ayrıca dersin içeriğinin aydınlatıcı olduğunu da düşünmüyor.Çalışmalarda eşcinsel-dostu argümanların incelenmesini ya da daha genel olarak yapılandırılan feminist argümanlar onun bu argümanları nasıl çürüteceğini düşünmesinde yararlı olurdu. Bu öğrenci de kimsenin dinine asla saygısızlık etmediğim gerçeğine tanık olmuştur.

Dover’ın kendisi adli psikolog ve hiç şüphem yokki ofisimde karşılaştığımız zaman eşcinsellere karşı önyargısını ortaya koymamla kalbinde derinden bir değişim oldu, büyük bir değişim, bu kalpten değişimi hiç şüphem yok ki bir zaman sonra takdir edecek.Bu sınırsız samimiyetiböylesi bir durumda paylaşmak; sonuç olarak beni üniversitedeki işimden ve derslerimden etmeye sebep olacak bir dilekçe kaleme almak için ve bu dilekçeyi dolaşıma sokmayı planladığı iki gün sonrasına kadar paylaşılan bu sınırsız samimiyet. Dover, Winters’ın boyadığı bir iblis değil, ama kendi hissettiği gibi harika bir topluluk lideri de değil.Batı Sidney Üniversitesi 2008’deMüslüman öğrenciler ile personeli Helal gıda gibi konularda bir arada tutmak amacıyla(helal gıdanın yokluğundan kaynaklanan bir olay sonrası böyle bir grubun kurulması ihtiyacı ilk sıraya yükseldi) kurulan ama şimdi müfredat içerisinde mantıksız bir niyet olarak görülmeye başlanan(Melbourne’daki NCEIS başkanlığı Toplum Danışma Komitesi topluluk olacak, öyleyse neden UWS İslam Çalışmaları kendi bölümü için benzer bir şey olmalıdır?).“Müslümanlık Uyum Referans Grubu”[ix](Muslim Harmony Reference Group) kurucu üyesi olduktan sonra,onu kültürel aracılık hizmetleri için, Toplumsal Ortaklık ödülü(Community Partnership Award)ile onurlandırdı.Üzücü olan şu var ki, Dover’ın bu toplumsal ödülü alışı kötü bir tat bıraktı, bu ödül Üniversite’dedüzenlenmiş olduğu(2002), eşcinsellik üzerine tutumunu açıkça belirttiği panelden altı yıl sonra geldi;

Hepimizin şiddete, kıskançlığa, kötülüğe, öfkeye eğilimi var; ancak bu, bu doğrultuda haraket edeceğimiz anlamına gelmez. İslam,Şeytan’nın Fısıltılarına uyup hem-cinsinden etkilenen insanların eğilimini farketmiştir, ve bu yüzden Allah’ın bilgeliği Kur’an ve Sünnet ile önleyici tedbirler sıralanmıştır, böylelikle bizler bu arzulara eğilimli değilizdir. Ve bu da İslam’da eşcinsellik ile modern dünyada eşcinsellik arasındaki farkı aydınlığa kavuşturur.

Şimdi Batı ya da modern seküler toplumun bakış açısında eşcinsellik ve eşcinsel yönelimin her ikisinin de geçerli olduğu görüşü mevcut, ancak bu görüşİslam ile büyük farklılıklar göstermekte. İlk olarak, islamda eşcinsellik diye bir kavram yoktur. Eşcinselliği tanımlayan arapça liwat ‘Lut kavminin yaptığını yapmak’ kelimesi vardır. Dolayısıyla, bu bir aktiviteyi tanımlar, bir davranış, bir düşünce ya da duygu biçimi değildir…[x]

Üniversite yukarıdaki “İslam ve Eşcinsellik: Bir İslami, Bilimsel ve MantıksalYaklaşım” tartışmasına katılanlara“akıllı ve mazbut”[xi]oldukları yönünde sahip çıktı ve 2008’de Bronwyn Winters,Dover’ın konuşmaya katılımı yüzünden “uzaklaştırıldığını” savundu, Üniversite Rektör yardımcısı ona destek olarak aşağıdaki bildiriyi yayımladı.

Uzaklaştırma onarılamaz hasara neden olabilir ve hatta bir kariyeri yavaşlatabilir- durdurabilir. Doğruluğu olmayan uzaklaştırılma söylentileri de bu tarz hasarlara neden olabilir. UzaklaştırılmaKeysar Trad ve Sayın Dovertarafından sunulan konuşmalardan kaynaklanan sorunları ele alan bir ölçü değildir. Sayın Dover, benimle, öncelikle konuşmaların doğasını anlamak için ve sonrasında da benimle gündemleşen bazı endişelerini gidermek için işbirliği yapmıştır. Ayrıntılı bir inceleme sonrasında, Batı Sidney Üniversitesi politikasına uygun bir şekilde bu sorunlar ele alınarak  çözülmüştür.

Sayın Dover tanınmış ve değerli bir cemaat temsilcisi ve ruh sağlığı uzmanıdır. Türban takmayı tercih eden bir cemaat temsilcisi olarak, cemaatine;sosyal, dini, mesleki, eğitsel açıdan bağlı birçok müslüman kadına olumlu örnek teşkil etmektedir. Cemaatine ve UWS’ye pekçok katkıda bulunmuştur. O, bir kaç yıl başkanlık yaptığım Üniversite’nin  Müslüman Uyum Grubu’nun mümtaz iştirakçisidir.[xii]

Dover tarafından 2002’de düzenlenmiş olan panel olaylı başlamıştı; festival haftasında eşcinsel müslüman bir öğrenciHz. Muhammed’in eşcinsel kişilere karşı toleransını içeren bazı materyallerifestival standlarından birine getirmişti. Müslüman bazı öğrenciler onun çevresine toplandı ve dağıttığı broşürlere el koyupprotesto ederek yırtmaya başladılar.Öğrencinin şikayeti mevcut iki eşit grup arasındaki çatışma olarak değerlendirildi ve üniversiteden herhangi bir kınama gelmedi. En azından Dover’ın bana 2008’deki buluşmamızda anlattığı buydu. Dover Müslüman topluluğu arasındaki eşcinsellikle ilgili bu karışıklığı temizlemenin kendi sorumluluğu olduğunu düşünüyordu,konuşmasında da belirttiği gibi:

Eşcinsel tavırlara karşı islamiyetin bakış açısını öğrenmek isteyen gayrimüslimler ve pro-eşcinsel temsilcilere hoşgeldiniz diyorum, ama aynı zamanda bilimsel kanıtlar ışığında eşcinsellik hakkında ve Müslüman bir toplum olarak hızlı bir şekilde artan eşcinselliği uygulamayı ‘tercih edenler’ veya onunla mücadele edenler ile ilgili yapmamız gerekenler hakkında da konuşacağım.

… şaşırtıcı bir şekilde, geçen sene yapmış olduğum bir araştırmada, örnek olarak alınan 82 Müslümandan yüzde 30’u eşcinselliğin ahlak dışı mı yoksa normal mi olduğunu bilmiyordu. Bu bence birkaç şeyin sonucu; haddinden fazla ‘Big Brother’(Biri Bizi Gözetliyor), Neighbours(Komşular), Home and Away (Evden Uzakta) ve Sex and the City(Seks ve Şehir), devlet okullarının islam dışı etkisi, aileden alınan yetersiz eğitim ya da islam hakkında yetersiz okuma.[xiii]

Bütün bu tarih bilgisine sahip olmak, Hanan Dover ile ilgili beni ilgilendiren son bölüm Hanan Dover’in kendisi(ve bu nedenle konuyla yıldırma ve aşağılama duygularının her türünü hissetmiş olması muhtemel öğrencinin bakış açısı ile değil büsbütün onun bakış açısı ile bağlantılıyım), ve toplumsal homofobinin kurumsallaştırılmış ve normalleştirilmiş başka bir örneğini görmek,müfredatımı destekleme konusunda herhangi bir beyanda bulunmayan ya dabana Eşitlik ve Çeşitlilik Ofisi olarak tanıtılan medi fora’da[xiv]2009’da bana yönelik gerçekleştirilensaldırılara karşı eleştirel olmayan üniversiteve sınıfımdaki bölücü öğrenci davranışlarını ele almak konusunda üniversitenin sınıfta kaldığı gerçeği vekendi kampüsümde küçük bir farkındalık hareketi yaratmak için inledim.Homofobik iğneleyiciliğin sosyal olarak kabul  edilebilir olduğu kavramına karşı sevgiyle meydan okumak istedim, herşeye karşın, bölücü öğrencilerimin hiçbirini cezalandırmadım, hatta bir tanesine, kalmış olduğu ilk ders değerlendirmesini yeniden gönderme fırsatını verdim, böylelikle dersi geçme şansını elde edecekti, sonunda yaptığı gibi.

Üniversite öğrencilerini ve çalışanlarını kapsayan azınlık farkındalığı hareketi için önerileri bir araya getirerek, davetli misafir konuşmacılar, Jihad for Love ve For the Bible Tells me so sinema filmleri, New South Wales Aids Konseyi ve NSW polisinin desteği, PFLAG ve harekete kaynaklarıyla katkıda bulunmaktan büyük mutluluk duyan diğer toplum kuruluşlarının desteklerini aradım. IN üniversitenin kendisinden destek almak için çalışıyor, ancakEşitlik ve Çeşitlilik ofisinin direnci de dahil olmak üzere- onlarla çok iyi bilinen sorunlarım olmuştu- muazzam bir dirençle karşılaştım. Sonunda, konuyu direterek, Rektör Yardımcısı vekilinden parlak bir yanıt aldım, önerimin ertesi yıl uygulanacağına dair söz verdi. Bu söze rağmen önerim uygulamaya konulmadı, dersim tekrar açılmadı ve Toplumsal Cinsiyet ve İslam Araştırmaları eğitmenliği pozisyonum kaldırılarak,oldukça kuşkulu bir şekilde uzmanlık alanım olan ‘toplumsal cinsiyet ve cinsellikten’ kaçınılarakyerine çok tuhaf bir isim kondu “Kimlik Araştırmaları”. İşte bu son hamle ile hiçbir istişare olmadan İslam Araştırmaları konu başlığım alındı, yayınına birkaç hafta kalan İslam ve Eşcinsellik konusundaki iki ciltlik koleksiyonum da özellikle şüpheli görünüyordu.

Sınıf içi tepkiler

Her kim ki eğitilmenin ıstırabına tahammül edemez, sonsuza kadar cehaletin itibarsızlığıyla kalır.

Ali bin Ebu Talib

Toplam 82 öğrenciden 7‘si, materyalleri ve öğretim tarzının kınayıcı olmayan tutumunu, eğitmenin açıkça bilinen cinsel yönelimiyle birlikte, çatışmacı buldular. Bu öğrencilerden yakınmadım, aksine, sonrasında bu günü merhametli bir şekilde hatırladım; çünkü onlargerçek acı bir deneyim yaşadılar, kendi homofobileri ile yüzleştiler. Kişisel etkileşim düzeyinde olmasına rağmen, bana karşı duydukları kızgınlıktan rahatsız oluyorlardı, çünkü ben onlara hakiki şefkat ve saygı ile yaklaştım. Karşınızda otorite konumunda, onlar için gün ışığı kadar açık olan eşcinselliğin ahlaki bir çerçevede, günahın retoriği vecehennem ateşi kavramları dışındadeğerlendirilemeyeği konusunda tartışan bir öğretmen var. Bu öğrenciler seküler olmayan bir ortamda oturup bekleyeceklerini zannediyorlardı, çünkü onlara önemsiz bir enstitü tarafından İslam Araştırmaları Merkezi’nin laik olamayacağı öngörüsü verilmişti, ancak gerçek ile yüz yüzegeldiler.

Ayrıca bu sanrılı öngörü ile UWS’nin kendi bünyesine katmak istediği İslami Araştırmalar’ın Fazileti Ulusal Merkezi, Griffith ve Melbourne Üniversitesi’nde olmak üzere, aslında laik olan, ancak yine de geleneksel bakış açısıyla Kur’an ve Hadis derslerinin verildiği iki geleneksel İslam Araştırmaları Merkezi’ni kurdular.Daha da ötesi, UWS’deki Müslüman camiasınaİslam Araştırmaları Merkezi sözü verilmişti. 2009 Temmuz’unda(dersin önerilmesinden bir yıl sonra) gerçekleşmiş olan bu merkez hayallerin zorlandığı bir İslam Araştırmaları Merkezi değil daha ziyade Sosyal Bilimler Okulu’nda sosyoloji okuyan Müslümanların merkeziydi. Bana bu çalışma birimi önerisi teklif edildiğinde, İslam Araştırmaları Merkezi’nin tek çalışanı oldum, İslam Araştırmaları alanında gerçek bir araştırma merkezi henüz tesis edilmemişti ve henüz ben de bu merkezin hiçbir zaman kurulamayacağının farkına varmamıştım. Neden banabunu desteklemeyen (ilerici) bir İslam Araştırmaları Merkezi’nin kapsamı dışında İslam’da toplumsal cinsiyet ve cinsellik üzerine ders vermem teklif edildi,şimdi olsa bunu kesinlikle iki kez düşünürdüm. Aslında bana görev sürem boyunca iletilen sözlü beyanlarşiddetle bana aksini gösteriyordu,toplumsal cinsiyet, üniversitede İslam Araştırmaları için yapılması gereken herşey gibi bu da ajandadaydı.

Müfredat yüzünden gerçekten sıkıntı çeken muhafazakâr bir dini geçmişten gelen ve üniversite dışında laik olmayan bir islami eğitim alan öğrenciler beklentilerini tabiiki sınıfa taşıdılar. Bu öğrenciler belli bir ölçüde yıkıcı oldular, daimi kesintilerden dolayı öğrencilerin çoğunu küskün bırakarak sınıflarda sıradan bir tarzda ders vermeğe devam etmek mümkün değildi.

Yönetici asistanına öğrencinin dersi suistimali ile ilgili danıştığım da üniversitenin öğrenciler için akademik olmayan suistimallere yönelik politikası olmadığını farkettim. Bu şu demek oluyor; burada sınıfta, eşcinselliğin nefret uyandırıcı öznesine, durumdan istifade edilerek, şahsi olarak bana(bir kız öğrencimdersinkredisi önemli olsa da, yaşadığı patlama sonrasında derse üzülerek devam etmedi, ki onun özrü yazılı olarak bana geldi)yöneltilen ciddi anlamda yıkıcı davranışlarla karşı karşıya kalanbir öğretmenin şikayeti ile başa çıkacak herhangi bir prosedür ya da politika yok. Tüm öğrenciler için sert ifadelerle öneride bulunarak, davranışları değişmez ise derse devamları ile ilgili yükümlü olmayacağımı belirttiğim genel bir durum değerlendirmesi yazdım ve dersin web sitesine koydum. Akademik danışmanım bana bu duyuruyu kaldırmam konusunda uyarıcı oldu.

Sınıf dışındaki tepkiler

The Australian gazetesi muhabiri Natalie O’Brien ile konuşmaktan kaçınmak bir hataydı. O dönemde beni aramış ve benimle görüşmek istemişti, dekanlık ofisinden gelen talimat üzerine reddettim. O’Brien yanlış bir şekilde,tezini kadın eşcinselliği üzerine yazmışbir “İslamcı” öğretmeni(sanırım Müslüman demek istedi? Bunda da hatalıydı) yazmıştı, ama aynı tezin yayımlanmış bir Routledge monografi olduğunu, önemi nedeniyle,derece ile ödüllendirilmeden daha önceyayına kabul edilmiş olduğunu bildirmek konusunda da hata yapmıştı. O’Brien şunu da eksik bildirmişti; ben,I Am You romanının(New York’ta yayınlanmasının dışında “yurt dışında” da yayımlanmış olduğunu belirtmeliyim) sadece giriş bölümününün yazarı değil, aynı zamanda çevirmeniyim ve romanı okuyan herkes romanın (O’Brien’ın sansasyonel olarak tarif ettiği gibi) hayal gücünün sınırlarını zorlayan bir şekilde “erotik” olmadığını biliyordur. Etkileyici bir şekilde, O’Brien gitmiş ve kendi adına herhangi bir araştırmacı gazetecilik yapmak yerine, Müslüman olmuş Paul White tarafından yazılmışFazilet Ulusal Merkezi(National Centre for Excellence) üzerine iğneleyici bir makaleyi(ki bu adı Küfür/inançsızlık Ulusal Merkezi olarak değiştirmişti) yorumlamıştı. Bir öğrencim bana, O’Brien ile bizzat görüştüklerini ve raporun yanlış olduğunu belirttiklerini,ama onun cevabının ‘dersin amacının, daha önce de belirttiği gibi Müslümanlara karşı saygısızlık olduğunu’, bildirmişti. Başka bir öğrenci, genç bir Arap Müslüman kadın, The Australian’a kendisi yazı yazmış ve yanıt alamayınca yeterince hakkının yendiğini düşünerek haber sitesi Muslimah Media Watch’a önemli bir mektup yazmış ve göndermiştir:

Assalamu Alaikum,

Aşağıdaki makaleye dikkatinizi çekmek isterim: http://www.theaustralian.news.com.au/story/0,25197,23637358-5013404,00.html

Avustralya medyasında dolaşan bunun gibi daha birçok makale var ve bunlar beni çileden çıkarıyor.

Bu dersi aldım: [Dr.] Samar Habib ile Arap ve İslam Edebiyatı’nda Kadınlar, şimdiye kadar katıldığım en iyi sınıflardan biriydi.

Ben Müslümanım ve belirtmeliyim ki bu suçlamaların hiçbir dayanağı yoktur.

Pek çok farklı yazın şeklini inceledik, bunlardan üçü, Elham Mansour’un I Am You, Nafzawi’nin Perfumed Garden(doğrusu bunu çok sevdim), ve çeşitli Bukhari Ahadith yazıları çoğunlukla Aisha(ç.n. Hz. Ayşe-Hz. Muhammed’in eşlerinden biri) ile ilgiliydi.

 

Ben dersi çok sevdim. [Dr.] Samar Habib İslam karşıtı fikirleri kabul ettirmek için hiç kimsenin boğazını sıkmadı. Çok eğitimli ve bilgi sahibi ve hayran olduğum bir feminist bakış açısına sahip. O, kadının İslam’da ezilen olduğunu söyledi ki, bu yanlış değildir. Doğrudur, ancak sadece İslam için geçerli değildir; güce erkeklerin sahip olduğu fikrini seven ataerkil toplumlar için de geçerlidir, bu İslami metinlerin çevirisi ve transliterasyondan kaynaklanıyor.[xv]

San Francisco’ da İslam ve Eşcinsellik üzerine ders vermek

Benim için onaylanma, gerçekten deli değildim ve birinci dünya kapsamında daha iyi ayrımcılık karşıtı politikalar beklemeye hakkım vardı, ve bu yüzden San Francisco’da dersin çok daha eşcinsellik-yoğun bir versiyonu vermeyi düşündüm. Ulusal itibarı olan Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları bölümüne davet edilmiş bir öğretim görevlisi olarak homofobi ve transfobinin varlığından habersiz öğrencilerle birlikteçalışmak benim için tedavi edici bir deneyim oldu. Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları öğrencileri sadece toplumsal cinsiyet ve cinselliğe karşı değil ırk ve sınıf meseleleri konusunda da daha duyarlı olma eğilimindedirler.

SFSU öğrencileri özellikle titiz akademik standartlarda çalışmak ve haftalık okumalarla yoğunlaşmayı beklerken yüklü ve karşılaştırmalı değerlendirme ödevleri beklerken, UWS geleneksel üniversite yerleştirme sisteminde daha fazla öğrenci kaydı almak için başvuruda kayıt standartlarını düşürüyor ve bu okulun performansı da düşüyor.SFSU’da çok sayıda öğrenci sınıfta tartışmak üzere verilen makaleleri zamanında okuyor, oysa UWS’de çok az sayıda öğrenci her hafta gereken makale okumalarını tamamlardı. 1989 yılında kurulmuş olan Batı Sidney Üniversitesi’ne karşın SFSU 1899’da, 90 sene önce kurulmuştur. Üniversitenin Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Bölümü 1976’ da, Amerikan Sivil Haklar Hareketi’nin yükseliş dönemindekurulmuştur. Daha da ötesi, San Francisco dünyanın en ilerici, politika ile alakalı, bahsi geçmese de eşcinsel nüfusu en yüksek olan şehridir. Aşırı muhafazakâr ailelere ve öğrencilere ev sahipliği yapan Utah Üniversitesi, kendi İngilizce profesörleri Alison Bechdel’in grafik (ve lezbiyen) otobiyografisi, Fun Home, 230. sayfada yer alan cinsel sahnelerin tasviri gerekçesiyle bir toplum grubu tarafından protesto edilmesi sırasında arkasında durmayı başarmıştır.[xvi]İdeal olan, birinin dünyanın neresinde olduğunun önemi olmamalı, eşitlik ve çeşitlilik politikalarının toplumsal koşulların üzerinde hakimiyetinin olmasıdır.

Özellikle, homofobi ya da transfobi durumlarında, özellikle toplumda ırkçılık gibi tabu olmadığı durumlarda; muhafazakâr yönetici, toplumsal cinsiyet ve cinsel azınlık eğitimcilerin duygu ve düşüncelerine karşı kendinde doğal bir yargılama hakkı hisseder ve kurumun homofobi ile baş etmekte yetersizliğinden şikayet eder. Yönetici bakış açısından, sert eleştirilerde bulunan bir profesörü feda etmek, o eleştirilerle baş etmekten ve onu desteklemek için doğrudan beyanda bulunmaktan daha kolaydır. Profesör olmasaydı, problemde olmayacaktı, bu nedenle asıl problem profesörün kendisidir, içinde bulundukları, özgür ve adil eğitim ve akademik özgürlüğe olan naif inançlarıyla dönüştürmeye çalıştıkları toplum değildir. Ancak, ben bir bakıma bölgenin yerlisi oldum, ben çalışmak ve yaşamak veyerelliğe yabancı dünya görüşü empoze etmek için Batı Sidney’e gelmiş bir San Fransisco’lu değilim. Ben Batılı Sidney’in, burada genç bir yetişkin olarak yaşamış ve eğitimi sonrasında Sidney’in iç batısına, öğretmek için Batı Sidney’e dönmüş, bir ürünüyüm. Bu toplum içerisinde  bulunmaya hakkım var, ne korunan ne de desteklenen. San Francisco’da, İslam ve Arap dünyası ile ilgili miras kalan her türlü önyargıya karşı savaşan öğrencilere ders vermenin zorlukları var. Arap öğrencilerin küçük bir kısmı sınıf mevcudumdaydı, dini olarak ayrışan sadece dört öğrenci vardı ve hepsi Hıristiyan inancındaydılar. Ancak, en zor tarafı, yekpare bir muhafazakarlık(yada fundamentalism) olarak İslam hakkındaki düşüncelerini terketmeleri konusuna gelindiğinde yaşandı ama bu öğrenciler için de ödüllendirici bir deneyim oldu. Bir öğrenci şöyle yazmıştı:

Amerikan kültürü Hıristiyan olmayan dinlere karşı ırk ayrımcılığı eğilimindedir ve bu sınıf, Müslüman ve Arap kültürünün geniş bir tasvirini  vermeyi mümkün kıldı.

Öğretmen öğrencilerle çok ilgiliydi. Anlaşmazlığa yol açabilecek pekçok konuda öğrencilere kendilerini savunmacı ya da hatalı hissettirmeden dersi verebildi.

Ders oldukça şaşırtıcıydı. Amerikan Akademisi’nde gerçekten tam anlamıyla incelenmemiş bir konuya derin bir bakış getirdi.

(Ders) diğer kültürlerin genelleştirilemeyeceğini ve özselleştiremeyeceğini farkına varmamı sağladı.

Öğrenciler tarafından derse dair ya da öğretmen olarak kişisel tarzımla ilgili olumsuz yorumlar yapılmamıştı. Gerçekte hiçbir türde olumsuz yorumyoktu.

Öğrenciler üzerinde dersin etkisi

UWS’te bana ulaşan ve ders esnasında eşcinsel olduklarını açıklayan iki erkek öğrencim vardı. Birtanesi zorunlu derslere, acı çektiğinin ve eşcinsel olduğununun farkında olmayan homofobik öğrencilerin davranışları ve yorumlarından dolayı yaşadığı büyük sıkıntı yüzünden katılamaz hale gelmişti. Bir öğrenci, genç bir kadın, “eşcinselliğin bir günah” olduğunu dayatan ve bu gerekçelerle sınıfın düzenini bozan aynı öğrencininhomofobik yorumlarına haftalar haftalar sonra öfkeyle patladı.Ancak, bu patlamadan sonra dönem boyunca tartışmalara sebep olan öğrenci oldukça derinden, dönüştürücü birşeyler söyledi: “öyleyse, belki de bu konudaki düşünce biçimimi değiştirmem gerekiyor.”

Bir kez tartışmaya sebep olan ama sonra haftalar boyunca sessiz kalan bir arkadaşı da, dönemin sonunda aşağıdaki yorumu yapmıştı: “Açık görüşlü olduğumu düşünürdüm, ancak açık görüşlü olmadığımın farkına vardım.” Buna karşın, SFSU’de kendini tanımlama çok kolay oldu. Toplumsal cinsiyet ve cinsel azınlık öğrenciler cinsel ve/veyatoplumsal cinsiyet kimliklerini açıkça paylaştılar ve bunu incelediğimiz metinlerle kendi pozisyonlarını belirleme konusunda kendi düşünme yöntemlerini kullanarak yaptılar.Gerçekte, dersin SF’de Sidney’de olduğu gibi dönüştürücü bir niteliği olmamıştı. San Francisco’da parçalanmaya başlayan İslamofobi iken, Sidney’de öğrenci homofobisi taviz vermeye başlamıştı(14 hafta süren ders sonunda sadece bir öğrenci hâlâ eşcinselliğin kötülük veya günah olduğunu düşündüğü cevabını verdi).

Temmuz 2011’de, UWS Mütevelli Heyeti “LGBT ve kadın-ayrımcılığı çalışmaları için kapsamlı ve destekleyici bir ortam sunmanın önemini tanıdıklarını… [onaylamadan] tüm UWS kampüslerinde Eşcinsel Alanları ve Kadınlar için Odalar tahsis edileceğini” bildirdikleri bir önerge gönderdiler.[xvii]Daha da ötesi, üniversite artık görülmemiş bir genişlemeye ve Avustralya’nın en büyük ikinci yükseköğretim kurumu olmaya hazırlanıyor. Üniversite ağırlıklı olarak bilinen bir öğretim kurumu olmaya devam ederken, son yıllarda uluslararası olma yolunda da doğru adımlar atmıştır. Bu yeni açılımların akını ve üniversitenin eşcinsel öğrencilerine ve öğrencim olan çalışanlarına karşı sorumlulukları ve eksiklikleri çerçevesinde genişleyen ufuklar benim umudum. Deneyimlerim daha iyi bir gelecek ve yeni nesiller için doğru adres olacaktır ve ‘Arap ve İslam Edebiyatında Kadınlar’ tarzındaki müfredatlar için koşulların nüksetmesi durumunda galip gelinecektir.

EK 1

Australian National Imams Council
PO Box 145
Lakemba.NSW.2195
www.anic.org.au
[email protected]

24.04.2008

Women In Arabic And Islamic Literature Subject
National Centre of Excellence in Islamic Studies
Avustralya Ulusal İmamlar Konseyi Avustralyalı Müslüman İmamları ve onlar vasıtası ile Avustralya’daki Müslüman topluluğunu temsil eder. Halihazırda Konseyde 94 İmam vardır ve Avustralya’nın tüm eyalet ve bölgelerinden seçilmişlerdir.Bizler Avustralyalı Müslümanların menfaatine olan çeşitli hususlarda, Avustralya Müftüsünü Atama ve hukuki kararların verilmesi dahil olan konulardan sorumluyuz.

Batı Sidney Üniversitesi genel kabul gören ve Müslüman toplum arasında iyi bir şöhrete sahip  bir üniversitedir, bu nedenledir ki üniversitenizde “Arap ve İslam Edebiyatında Kadınlar” adı altında verilen ders ile ilgili derin endişelerimizi bildirmek isteriz.

Dersin yapısı ve içeriğinde İslamiyete karşı, öğretim üyesi ve bir ders katılımcısı tarafından tekrarlanan haksız saldırılar vardır. Okuyucu İslamiyet ve özellikle İslam’da kadınla ilgili olumsuz görüşlere teşvik ediliyor. Bu yapılan dünyadaki ezici Müslüman nüfus çoğunluğunun ve İslam tarihinin on dört asır boyunca kabul ettiği normatif, geleneksel İslam’ı temsil etmez.

Dersin İslam’a karşı dengeli bir bakış sağlamadığından ve öğrencilerin fazlasıyla çarpıtılmış bir inanç geliştireceklerinden endişe duyuyoruz. Ders o kadar önyargılı ki, derse daha daha ılımlı bir bakış açısı kazandıracak tanınmış akademisyenlerin çalışmaları dahi birlikte işlenmiyor. Böyle bir ihmal oldukça ciddi ve ifade bulması gerekiyor. Bu ders henüz tamamlanmış değildir ve önyargılarla öğretildiği çok barizdir.

Geleneksel bir kaynaktan bir referans olmasa bile(ki burada sadece bir tek referans kullanılmış o da Bukhari’dir) bu referans dahi içerikten çıkartılmıştır ve dahi bol miktardakaydedilmiş ve yazılmışgeleneksel kaynaklardan herhangi bir açıklama verilmemiştir.

İslam’ın iki temel kaynağı vardır, Kur’an(vahiy) ve Hadis(Peygamberin sözleri), bunlardan herhangi biri uygun açıklama yapmaksızın içerik dışına alındığı takdirde tam manaları nakledilemez. Ve burada Buhari ve Hadis referansları verilerek yapılan da tamamen budur.

Konu açık olarak cinsel içeriği kapsamakta ve cinselliğe vurgu yapmakta ve İslam Araştırmaları’nda Fazilet Ulusal Merkezi’nde bizim yansıtmaya çalıştığımıznormatifİslam’ı işaret etmemekte.

Dersin tekrar gözden geçirilmesi ve içeriğinin hayal ürünü değil gerçek İslam’ın öğretilerini yansıtır hale getirilerek öğretilebilecek şekilde yeniden değerlendirilmesi bizi sevindirecektir. Ve İslam’ın normatif öğretilerini öğretmek için en iyi yer İslam Araştırmaları’nda Fazilet Merkezi’dir.

 

Saygılarımla

Shaykh Moez Nafti

ANIC Başkanı

 

Ek II

20 Nisan 2009 – 09:58 de “Erkek kardeşler” tarafından gönderilmiştir Müslüman Kasabası’na gönderilmiştir.

http://muslimvillage.com/forums/topic/38275-islamic-studies-will-counter-ignorance/page__st__210

‘Muslims For Peace'(Barış için Müslümanlar)’dan Dr. Ali White’dan

Selam Kız kardeşler ve Erkek Kardeşler,

Avustralya’daki birçok müslüman(özellikle Sidney’deki) 12 ay önce İslam Araştırmaları’nın Fazileti Ulusal Merkezi (NCEIS) Barış için Müslümanlar’ın maruz kaldığı sorunları gideren Avustralyalı Müslüman İmamlar Konsey’i ile ilgili olarak yanlış bir inanış içindedirler. MFP, bu Merkez’in İslam’a yönelik süre giden savaşın bir parçası olduğunu belirtmiş ve öğrenci ya da akademisyen olsun Müslümanların bunun içinde yeri olmadığı konusunda uyarıda bulunmuştu.

Bu uyarının hikmeti bu merkezdeki bir dersin içeriğinin UWS’nin kampüsünde bazı Müslüman öğrencilerin protestoları sonucunda açığa çıkması ile ispat edilmiştir. Lezbiyanizmin avukatlarından Dr. Samar Habib tarafından verilen bu ders beyan eder ki:

– Eşcinsellik ve lezbiyenlik İslam’da kabul edilebilir;

– Bütün hadisler güvenilmezdir ( ‘çince fısıltılardır’)

– Türban İslam’ın temeli değildir;

– Müslümanlar Hz. Muhammed’i(S)dinlemek zorunda değillerdir, bütün erkekler alçaktır.

 

Sonunda açığa çıkmıştır ki, Avustralyalı Ulusal İmamlar Konseyi(ANIC) Dr. Habib’in dersinin devamına ilişkin acil olarak Batı Sidney Üniversitesi(Habib’in maaşını ödeyen) UWS’nin ‘anaakım ve Müslüman toplum arasında iyi şöhreti olan bir üniversite olduğu’ yönünde rahatlatıcı ve ılımlı bir açıklama yapmıştır. Diğer bir deyişle, NCEIS’ta sadece tek bir ders ile ilgili problem vardır, UWC bu dersin devam etmesiyle ANIC’ı huzursuz etmeyi bırakabilir mi? Buna karşılık, ima edilen, ANIC Merkezi desteklemeye devam edebilir mi?(ANIC açıklamasının tüm metni bugün başka bir gönderide yer alacaktır.)

ANIC’ın talebinine Üniversite’nin yanıtı sert oldu. Nezaketten uzak bir tavırla, o günden sonra ne ANIC ne de Merkez’in Danışma Kurulu’ndan müslümanlar halka konuyla ilgili bir yorumda bulundu. Ellerini kavuşturarak Genç Müslümanlar’ın, ANIC Merkez’in bütün problemlerini çözmüş gibi, Merkez’e girişlerine izin verdiler. Şöyleki, ‘Müslüman Liderler’ müslüman gençliğimizi ahlaken iflas etmiş Merkez tarafından kasten yanıltılmalarına göz yumdular.

Ancak şimdi -UWS’nin resmi olarak yayımladığı aşağıdaki e-mail örneği- UWS Yönetim şiddetli bir yanıt verdi; saldırganca Dr. Habib’i İslam’da lezbiyenlik ve eşcinselliğin avukatı ilan etti. Dr. Samar Habib UWS listelerinde halen  ‘İslam Araştırmalarında Toplumsal Cinsiyet ve Eşcinsellik Eğitmeni’ olarak yer almaktadır. Ve Merkez’in kapsamlı programında da (kasti olarak) yanlış yönlendirme halen devam etmektedir. Avustralyalı Ulusal İmamlar Konseyi bunun için birşey yapacak mıdır? Avustralya’daki en yüksek mertebe olan şeyhlerin temsilcisi ANIC sonunda sorumluluklarını yerine getirmiş midir? Müslümanların Ulusal Danışma Kurulu Merkezi istifa edecek midir?  Yukarıdaki olayların hiçbiri için bahse girmeyin!  Ama bir şeyden kesinlikle emin olabilirsiniz: Allah(c.c.) herşeyi görür…

 

 

 


[i] Dersin içeriğini uygunsuz bulan yedinci öğrenci üçüncü haftasında dersi bıraktı ve böylelikle katılımcı mevcudu 81 kişiye indi.

[ii] Bu yorum büyük bir ihtimalle Şeyh Nafzawi’nin The Perfumed Garden (Kokulu Bahçe)’ına referans, gerçekten grafik olan. Ancak öğrencilere, dersin başlangıcında konunun tabu olan malzemeleri de tartışacağını, başka bir konuda seçebileceklerini  konunun onlar için problem olabileceğini de belirttim. Bu seçeneği olmasına rağmen bir öğrenci derse devam etmek istediğini, programına en uygun olan dersin bu olduğunu belirtti.

[iii] Bu al-Muhalla’dan bir alıntıydı, Kuran’da eşcinselliğin tespit edilen bir cezai durumunun olmadığını belirten teolojik bir risale.

[iv] Natalie O’Brian “Imams Condemn Islamic Teacher” (İmamlar İslami Öğretmeni Kınadılar), The Australian (3 Mayıs 2008) http://www.theaustralian.com.au/news/nation/imams-condemn-islamic-teacher/story-e6frg6pf-1111116233793 (son erişim Kasım 10, 2011).

[v] Dilekçe içeriği için Ek I’e bakınız.

[vi] Shakira Hussein ve Alia Imtoual “A fraught search for common political ground: Muslim communities & alliance-building in post-9/11 Australia” Borderlands 8(1) (2009): 12-13; ayrıca bkz. Hanan Dover’in makalesinde tartışılan çalışma:Results of a Preliminary Australian Study onMuslim Attitudes towards Homosexuality and their Religious Orientations,” Federation of Australian Muslim Students and Youth, (Ocak-Şubat 2002). Avustralya Ulusal Kütüpkanesi’nde arşivlenmiştir. Pandora Dijital Arşivi: http://pandora.nla.gov.au/pan/33411/200307010000/www.famsy.com/index.html (son erişim 10 Kasım 2011).

[vii] Bronwyn Winter “Neden zorlayıcı laiklik Dinsel Özgürlüğü yıkıma uğratıyor?” Online fikirler. (2 Mayıs 2008) http://www.onlineopinion.com.au/view.asp?article=7319&page=0#letter (son erişim 10 Kasım 2011)

[viii][viii] İlginç olan Avustralya Ulusal İmam Konseyi ismine rağmen, dini görüşleri açısından aralarında anlamlı farklılaşmalar oluşan Avustralyalı İmamların tümünü temsil etmekten uzak. İrfan Yusuf’un belirttiği gibi: “Ülkedeki imamların yüzde 40’ını oluşturan Türk İmamlar, (ve Sidney ve Melbourne’deki imamların yarısından fazlası) ANIC’nin temsiliyetinden ayrıldılar. Bu mevcut konseyin Avustralya’nın iki büyük şehrinde kalan imamların yarısından azını temsil ediyor olması demek.(yüzde 60’ı müslümanların ikamet ettiği Aussie), ve Brisbane’dan hiç kimse.

O zaman ANIC’ı kim temsil edecek? Hangi otorite hak iddaa edecek?

Fakat bu onu otoriteyi talep etmekten geri koymadı. Konsey’in bu ayın başlarındaki son büyük insiyatifi İslam Araştırmaları’nın Fazileti Merkezi’nde bir akademisyen tarafından verilen lisans dersini şikayet eden bir dilekçe kaleme almaktı. Arap ve İslam Edebiyatında Kadınlar dersi Konsey’i öfkelendirmişti, çünkü iddiaya göre İslam’ın gizli kanunlarındaki toplumsal cinsiyet ilişkilerine normatif bir açıklık getirmiyordu. Bkz. İrfan Yusuf, “What Imams Have in Common with the Liberal Party ” New Matilda (13 Mayıs 2008) http://newmatilda.com/2008/05/13/what-imams-have-common-liberal-party  (son erişım 10 Kasım 2011).

[ix] The newsletter Community Connections@UWS reports: ” UWS Ortaklığı Ödüllerinin, Üniversite Katılım Ofisimize üyelerimizin mükemmel katılımı ile birlikte ortaklarımız ile birlikte toplusal katılım sorumluluklarımızı karşılamak için çok büyük katkısı oldu. Hanan Dover, ‘Mission of Hope’ başkanı, UWS’deki Müslüman  cemaatleri ve kültürü hakkında bilgilendirmek üzere UWS Müslüman Armoni Referans Grubu ve Psikoloji Okulu ile birlikte yorulmadan çalıştı. Bkz. Community Connections@ UWS 3 (2008): 1.

http://www.uws.edu.au/__data/assets/pdf_file/0008/13994/OUE_E-Newsletter_Issue_3.pdf (Son erişim 10 Kasım, 2011).

[x] Bkz. “Homophobia Part 4b” (Haziran 2002) Josken  http://www.josken.net/homoph4b.htm (Son erişim 10 Kasım 2011).

[xi] Üniversite’nin resmi temsilcisi Mr. Michael Antrum adına Mr. Mannie De Saxe tarafından Rektör adına şikayetine yanıt olarak (27 Ağustos 2002). Online olarak “Homophobia Part 4c”’te yayınlanmıştır, Josken http://www.josken.net/homoph4c.htm (son erişim 10 Kasım 2011).

[xii] Bkz. “yazışma” Bronqyn Winter’a ek olarak “Laikliği sağlamak neden din özgürlüğünü zedeler” (May 2, 2008)  Online Fikirler http://www.onlineopinion.com.au/view.asp?article=7319&page=0#letter (son erişim 10 Kasım 2011).

[xiii] Hanan Dover, “İslam and Eşcinsellik: Müslüman, Bilimsel ve Mantıksal Yaklaşım”  (28 Haziran 2002) Batı Sidney Üniversitesi’ndeki konuşmadan alınmıştır. Josken http://www.josken.net/homoph4b.htm yayınlanmıştır. (son erişim 10 Kasım 2011).

[xiv] Halkın kışkırtıcı sözlerinin kanıtı, bu sözlerin internet genelinde yaygın olarak kullanımıdır, ancak, bu yorumların asıl olarak toplandığı yer Dover’ın kurucusu ve moderator olduğu websitesi The Muslim Village(Müslüman Kasabası) dır. En kışkırtıcı yorumlar, resmi yaptırımlardan korkularından dolayı ‘the Muslim Village’ websitesinden kaldırılmıştır, ancak, bazı önemsiz örnekler  aşağıdaki adreste: http://muslimvillage.com/forums/topic/38275-islamic-studies-will-counter-ignorance/page__st__210 (son erişim Kasım 2011), ayrıca bkz. Ek II.

[xv] Bkz. Houda H. ” Dr. Samar Habib’in Savunması” (17 Haziran 2008)  Muslimah Media Watch  http://www.patheos.com/blogs/mmw/2008/06/in-defense-of-dr-samar-habib/ (son erişim 10 Kasım 2011).

[xvi] Bkz. örneğin, Sara Dallof “Students Protesting Book in English Class,” (İngilizce sınıfında öğrencilerin protesto kitabı) (27 Mart 2008) KSL.com Utah. http://www.ksl.com/?nid=148&sid=2952660 (son erişim 10 Kasım 2011).

[xvii] Mütevelli Heyeti Toplantısı(8 Haziran 2011) Batı Sidney Üniversitesi Websitesi. http://www.uws.edu.au/__data/assets/pdf_file/0014/213116/Minutes_Open_Session_8_June_2011_BOT.pdf  (son erişim 10 Kasım 2011). Bkz. Sayfa 8.

Leave a Reply